20 Eylül 2012 Perşembe

Kiralık (Taşıyıcı) Annelik

Sponsorlu Bağlantılar:

KİRALIK ANNELER
Aşktan eser olmadan sırf çocuk yapmak için rahmini kiralayan kadınlara günümüzde sık rastlamaya başladık. .Amerika'da çocuk sahibi olabilmek için, rahmini kiralayan kadınlara 50 bin dolar (125 milyon TL) para ödeyenler var. Bu garip ticaret yaklaşık 30-35 yıldır gelişmeye başladı.

Rahmini kiralayan kadın, yabancı bir erkeğin sperması ile yapay döllendirme yoluyla hamile kalıyor. Bu yöntemle kiralık kadınlar, karısı kısır erkeklerin çocuğunu doğuruyor. Doğumdan sonra bebeğin bakılıp büyütülmesi için, bebek aileye teslim ediyor.

Bunun dışında değişik yöntemler de uygulanmaktadır. Kiralık anneler rahimlerine başka bir kadının (O kadının kocasının spermasıyla döllendirilmiş) yumurtasının yerleştirilmesine izin veriyorlar. Böylece biyolojik açıdan kendisine tamamen yabancı bir çocuğu dünyaya getirebilmektedir.

Yani, evli olan ve çocuğu olmayan bir kadının gebelik ürününü taşıyacak bir rahmi yoksa bu tür durumlarda bu evli çiftteki erkekten sperm hücresi ve kadından yumurta hücresi alınarak bu hücreler dışarıda döllenir. Bu döllenmeden oluşan embriyon ise anne adayının rahmi bu mahsülü taşımaya uygun olmadığından başka bir kadının rahmine yerleştirilir ve hamile kalması sağlanır. İşte bu bebeği rahminde taşıyan ve onu doğuran kadın taşıyıcı anne olarak isimlendirilir. Yaptığı bu işi para karşılığında yapıyorsa kiralık taşıyıcı anne, kendi rızasıyla her hangi bir menfaat unsuru olmaksızın yapan anneye ise gönüllü taşıyıcı anne denmektedir.

Bu yöntemi eleştirenler şöyle bir tehlikeye işaret ediyorlar. Bir tarafta mesleğinde başarılı, zeki bir anne bulunmakta ve evinin dışında gerçekleşen bir hamilelik olayını finanse etmektedir. Öbür tarafta ise, işsiz güçsüz olanakları çok kıt bir kadın bulunmakta ve para hatırı için hamile kalmayı kabul etmektedir.

Kiralık annenin hukuk ve ahlak açısından durumu geniş çapta tartışmalara neden olmaktadır. Almanya gibi bazı ülkeler, kadınların rahimlerini para ile kiralamasını yasaklamış bulunmaktadır. Aslında yasalar çerçevesinde de yapılacak fazla bir şey bulunmamaktadır. Bir kadın rahmini kiralayarak doğurduğu çocuğu anlaştığı aileye vermekten son anda cayabilir. Bu durumda yasalar açısından olduğu kadar ruhsal açıdan da güçlükler ortaya çıkmaktadır.

Kadın rahmini kiralasa da, hamilelik sırasında bu çocuğa karşı annelik duyguları hissetmekte ve bağlanmaktadır. Tıpkı öz çocuğunu evlatlık veren anne gibi bebeği özlemeden kaynaklanan ruhsal sıkıntılar hissetmektedir.