16 Aralık 2012 Pazar

Beslenmedeki Büyük Tehlike: Lezzet

Sponsorlu Bağlantılar:

İnsanlar da "Her lezzetli yiyecek sağlıklıdır" gibi bir düşünce vardır. Fakat bu insanlar bu yiyeceklerin neden lezzetli olduğunu bilmezler.

"Lezzet tartışılmaz!" şeklinde bir de atasözümüz vardır. Pekala, o halde neden dünya üzerinde lezzet anlayışı farklılıklar göstermektedir? Almanya'ya gittiğnizde her yerde severek patates yendiğini görürsünüz. İngiltere'ye giderseniz kara ekmek ve sucuk olmadan yaşamak mümkün değil sanırsınız. Güney Asya'da ise insanlar devamlı pirinç yiyorlar. Anlıyoruz ki, lezzet anlayışı doğuştan gelen bir şey değil. İnsanların hayat tarzı bunu belirliyor. O halde hayat tarzımızı gözden geçireceğiz. Acaba sağlıklı mı yaşıyoruz? Değil mi?

Ya televizyon da, radyo da, internette çıkan reklamlara ne demeli? Hergün reklamlarda çıkan ürünlere bakarken insanın ağzının suyu akıyor. Durmadan, dinlenmeden anlatıyorlar. Şu ürün vücudu kuvvetlendirir, bu ürün şişmanlatmaz, lezzet ve tat ticareti yapıyorlar. Peynirinizden, meyve suyuna, şekerlemesinden çikolatasına kadar her şeyi reklam ediyorlar ki; satış çoğalsın, karları artsın. Size sadece satın almak kalıyor. Düşünmenize gerek yok. Sadece satın alın gerisini boş verin. Düşünmeden hemen alın diyorlar. Hem de iyiliğiniz için. Sizi hiç tanımayan bu insanlar sizi ne kadar düşünüyorlar öyle değil mi?

Lezzetli yiyecekler yemek bazı insanlar için bir amaç haline gelmiştir. Fakat lezzetli yiyecekler yemek iyi beslenmek değildir. Bunu kaç kişi biliyor acaba?

Tarih kitaplarından Roma'lı askerlerin adam başına günde 852 gram buğday yediklerini öğreniyoruz. Askerler buğdayları kendileri öğütmek ve elde ettikleri undan lapa yaparak yemek mecburiyetinde idiler: Bu undan lavaş ve bazlama da yaparlardı. Buğdayın yetmediği zamanlarda onlara buğday yerine et verilince de orduda isyan çıkardı. Roma'lı asker buğday olmayınca savaşmak istemez di. Nasıl olduysa bugün beslenme anlayışımız değişti. Bugünün insanı da et yemeyince kendisini aç hissediyor. Almanya'da her üç kişiden biri aşırı kilo sahibi. Halbuki bu insanların bilmeleri gerekirdi ki; Fazla kilo şeker hastalığı, hipertansiyon, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının, damar hastalıklarının, kalp ve dolaşım hastalıklarının en sık görülen nedenidir.
YAZININ DEVAMINA GİT

Sponsorlu Bağlantılar:



Yiyeceklerin lezzetinden daha çok, vücudumuz için faydalı olup olmayacağına önem vermeliyiz. Günümüzde lezzetli bir çok yiyecek aslında vücudumuz için oldukça sağlıksızdır. Bol unlu, şekerli ve yağlı; tatlılar, pastalar, kurabiyeler ne kadar lezzetlidir öyle değil mi? Ama bunlar yukarıda saydığımız tüm bu hastalıklara davetiye çıkarır. Tatlı yesek bile hafif tatlıları tercih etmeli, akşam yemeğinden sonra yememeli ve alışkanlık haline getirmemeliyiz. Bu sadece tatlılar için geçerli değil bugün yediğimiz, içtiğimiz bir çok yiyecek ve içecek için geçerlidir. Kolayı çoğumuz bayıla bayıla içeriz fakat bir bardak kolayı lavaboya dökün bakalım nasıl bir etki yapıyor. Adeta tuz ruhu dökülmüş gibi köpürür. Peki içtiğinizde geçtiği organlara yapacağı etki daha mı az olacak? Tabi ki hayır. Bugün toplumda sayıları oldukça fazla gastrit, ülser gibi hastası vardır. Bunlar hep bu yanlış beslenme alışkanlıkların sonuçlarıdır. Tadı güzel olan herşeyi yiyip içiyoruz. Zararı olsa satmazlar herhalde diye düşünüyoruz çoğumuz. Kolayı aç karnına içmek midenizi bile delebilir. Bize reklamlarla dayatılan beslenme alışkanlıklarına sakın aldanmayın. Bu insanların tek amacı bize ürünlerini satmaktır. Önce normal menüler, sonra double menüler, sonra big menüler girdi hayatımıza. Bunları yemek gerçekten keyifli olabilir ya sonrası? Basit bir örnek verecek olursak büyük boy bir hamburger, yanında kola, yanında patates cipsi, yanında mayonez, hardal, ketçap gibi değişik soslar alıyoruz. O kadar bilinçsiz besleniyoruz ki neredeyse günlük kalori ihtiyacımızı bir öğünden alacağız. Üstelik liflerden, faydalı vitamin ve minerallerden yoksun, kısaca sağlıksız bir beslenme. Yediğinizin içtiğinizin hesabını iyi yapmalısınız. Aksi halde sağlığınızla kumar oynamış olursunuz. Kilo almak insanın dış görünüşünü de bozar. Hiç kimse kilolarıyla mutlu değildir. Fazla kilolar insanın hareket kabiliyetini kısıtlar, sosyal hayatını ve psikolojisini olumsuz etkiler. Bu durumda bir kişinin kilolarıyla mutlu olabilmesi için psikolojisinin bozuk olması gerekir. Sağlıklı günler dilerim.